Zayıflıklar:
Covid-19 salgını ülkeyi tarihi bir durgunluğa sürükledi. Hükümet virüsle mücadelede etkili olsa da, salgının işgücü piyasası üzerinde olumsuz bir etkisi oldu. Ekonomi büyük ölçüde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gelişmelere bağlıdır. Yabancı yatırımların çoğu kısa vadelidir, bu da ülkenin mali istikrarı için potansiyel bir risk oluşturmaktadır ve yatırımcılar hala temkinlidir. Ekonomi ayrıca büyük bir kayıt dışı sektörden de muzdariptir. İşgücü verimliliği düşüktür ve bu durum uzun vadede büyüme üzerinde bir engel olmaya devam edecektir. Yüksek seviyedeki yolsuzluk ve güvenlik riskleri de yatırımcıları ülkeye girmekten caydırabilir. Meksika’nın devlete ait petrol şirketi Pemex’in yüksek borç seviyesi, üretime yatırım yapma kabiliyetini kısıtlamakta ve ekonomik istikrara zarar vermektedir. GSYH’ye göre hükümet gelirleri OECD ülkeleri arasında en düşük seviyededir ve bu da yüksek harcama taahhütlerinde bulunma kabiliyetini sınırlamaktadır.
Fırsatlar:
Son on yılda uygulanan güçlü ekonomi politikaları ve reformlar, sağlam bir Merkez Bankası tarafından desteklenen sürdürülebilir büyüme için zemin hazırlamıştır. Bir dizi otomobil parçası üreticisi, ABD pazarına daha kolay erişim ve daha ucuz işgücü için Meksika’ya taşınmıştır. Meksika’nın ABD’ye yakınlığı ve ticaret anlaşması, salgın sonrasında yeni üretim tesisleri arayan firmalar için Meksika’yı daha önemli hale getirecektir. Başlangıçtaki gecikmelere rağmen, hükümet tarafından imzalanan bir dizi aşı satın alma anlaşması sayesinde aşılama programı önemli ölçüde ilerleme kaydetmiştir.
Tehditler:
Başkan Obrador yönetimindeki yeni yönetimin iş dünyası dostu olmayan politikalar uygulayacağına dair endişeler önümüzdeki yıllarda yatırımların azalmasına ve sermaye çıkışlarına yol açabilir. Örneğin, enerji sektöründe özel şirketler yerine devlete ait bir şirketin tercih edilmesi, Mexico City havaalanı gibi planlanan projelerin iptal edilmesi ve Pemex’in rolünün artması, enerji sektörünün liberalleşmesinde gerilemelere yol açabilir. Eğer Pemex önümüzdeki yıllarda ek kamu finansmanına ihtiyaç duyarsa, federal hükümet diğer kullanımlar için mevcut fonlarını sınırlayabilir.
Dış Ticaret
Türkiye Meksika’dan net ithalatçı konumundadır. 2018 yılında ticaret açığı 20 milyon USD’ye kadar düşmüş, ancak 2019 ve 2020 yıllarında sırasıyla 73 ve 294 milyon USD’ye yükselmiştir. 2014-2020 yılları arasında iki ülke arasındaki ikili ticaret 1,3-1,4 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. 2021 yılında Türkiye’nin Meksika’ya ihracatı bir önceki yıla göre %56 oranında artarak 840 milyon USD’ye ulaştı. Meksika’dan ithalat ise 953 milyon USD artarak toplam ticaret hacmi 1,8 milyar USD’ye ulaştı. Ürünler söz konusu olduğunda, otomotiv araçları, makineler ve altın mücevherat Meksika’ya en fazla ihracat yapan sektörlerdir (toplam ihracatın %20, %13 ve %12’sini temsil etmektedir). Buna karşılık, elektrikli aletler, otomobiller ve plastikler Meksika’dan ithal edilen ürünlerin başında gelmektedir (toplam ithalatın %42’si).
Kaynak: DEİK MEKSİKA ÜLKE BİLGİ NOTU, MAYIS 2022
